Sayfalar

PUSULA-2023

28 Mayıs 2013 Salı




Baydemir'in ettiği lafa bak !



K.Irak'a giden Osman Baydemir, "Güney Kürdistan'dayım'' dedi.

Haber Tarihi: 28 Mayıs 2013 / 11:39



Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, dört yıllık yurt dışına çıkış yasağının kalkmasının ardından ikinci ziyaretini Kuzey Irak'a gerçekleştirdi. Baydemir, Süleymaniye'de Celal Talabani'nin eşi Heroxan Talabani'yi ziyaret etti.

Kuzey Irak'ta Süleymaniye kentine giden Başkan Baydemir, Almanya'da tedavi gören Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin eşi Heroxan Talabani'yi ziyaret etti.



Talabani için geçmiş olsun mesajlarını ileten ve bir an önce iyileşip görevine dönmesi için dua ettiğini belirten Baydemir, dört yıl aradan sonra yeniden Irak'a gelmekten mutluluk duyduğunu ifade ederek, "Ben yurt dışı yasağımın kalkmasından sonra yurt dışına ilk ziyaretimi Güney Kürdistan'a yapacağıma dair söz vermiştim. Erbil, Süleymaniye ve Mahmur'a gideceğimi söylemiştim. Burada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum" diye konuştu.




23 Mayıs 2013 Perşembe

DEMİRTAŞ: 3 KÜRT DEVLETİ KURULABİLİR



"Üç Kürt devleti olabilir. Suriye’de de Irak’taki gibi bir Kürt özerk bölgesi olacağı artık kesin. Kürtler denize ulaşırsa..?"

selahattin demirtaş, pkk, öcalan, kürt devleti, lazkiye

Habertürk Ankara Bürosu’nun sabah kahvaltısına konuk olan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Demirtaş'ın yeni Ortadoğu haritasına ilişkin açıklamaları ise çok konuşulacak türden.
“Üç Kürt devleti olabilir" diyen Demirtaş, Suriye'nin kuzeyinde tıpkı Kuzey Irak gibi bir oluşumun artık kesin olduğunu söylüyor.
Fatih Altaylı, Selahattin Demirtaş'ın yeni Ortadoğu haritasını bugün köşesine taşıdı. İşte o yazıdan ilgili bölüm;
“Üç Kürt devleti olabilir. İran’da bir Kürt devleti, Irak’ta bir Kürt devleti, Suriye’de bir Kürt devleti. Suriye’de de Irak’taki gibi bir Kürt özerk bölgesi olacağı artık kesin. Tabii bu Suriye’deki Kürt oluşumu, Lazkiye’yi de içine alırsa Kürtlerin büyük bir sorunu ortadan kalkar. Denize alışırlar ve Türkiye’ye tam bağımlılık ortadan kalkar. Irak’ta merkezi yönetim bugünkü anlayışım sürdürürse Irak’taki Kürt devleti tam bağımsız olarak da ortaya çıkabilir.”



Fatih Altaylı

'Şiddet dönemi bitti, artık geri gelmez'

23 Mayıs 2013 Perşembe, 05:39:52Güncelleme: 11:37:19
HABERTÜRK'ün Ankara Bürosu, Ankara'da hem ekonominin, hem siyasetin ritminin en iyi tutulduğu yerlerden biridir.
Artık neredeyse geleneksel hale gelen sabah kahvaltılarında, hemen her sabah bir siyasetçi, bir bürokrat, bir sivil toplum kuruluşunun üyeleriyle bir araya gelir Ankara Büromuzdaki arkadaşlarımız.
Dün sabahki kahvaltımızın konuğu da BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'tı.
Ankara'da olduğum ve Demirtaş'la da sohbet etmek istediğim için, bu kez ben de Ankara Temsilcimiz Erdal Şen'in ev sahipliği yaptığı bu kahvaltı sofrasındaydım.
Demirtaş'la yapılan sohbetin geniş halini siyaset sayfalarımızda okuyabilirsiniz.
Ben ise hem bu sohbetle ilgili izlenimlerimi, hem de merak ettiğim sorulara Selahattin Demirtaş'ın verdiği bazı yanıtları yazacağım.
Kahvaltıda bir şeyi fark ettim.
Ben bunca yıldır Selahattin Demirtaş'la hiç karşılaşmamışım.
Görünce şaşırdım.
Ben daha iriyarı birini beklerken, Demirtaş'ın orta boylu, ince yapılı biri olduğunu görmek beni hayrete düşürdü ve bu şaşkınlığımı kendisiyle de paylaştım.
Demirtaş sohbet sırasında AK Parti'ye çok inanmadıklarını, barış sürecini Başbakan Erdoğan'ın bir seçim manevrası olarak kullanmasından korktuklarını ve sözlerini tutmamasından endişe duyduklarını söyledi.
Hele hele yeni Anayasa'nın Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraya bırakılmasının büyük hata olacağını ifade etti.

'SİLAHLAR BİR DAHA TÜRKİYE'YE DÖNMEZ'

Ben de bunun üzerine herkesin merak ettiği soruyu sordum:
"PKK bu yüzden mi silahlı bir biçimde sınır dışına çıktı. AK Parti'nin sözlerini tutmaması, Anayasa'nın beklentilerinizi karşılamaması durumunda yeniden silahlı mücadeleye mi dönecek PKK? Terör hortlayacak mı?"
BDP Eşbaşkanı'nın yanıtı kısa ve netti:
"Hayır."
Sonra da bu "hayır"ı açtı.
"Çok net biçimde söylüyoruz ki, artık silahlı mücadele dönemi kapanmıştır. Bundan sonra PKK'nın Türkiye'de silahlı bir mücadele yürütmesinin ne anlamı kalmıştır, ne gereği kalmıştır. AKP, Türkiye'yi daha özgürlükçü hale getirirse çok iyi olur. Eğer getirmezse, biz getirmesi için siyaseten kendilerini zorlarız, siyasi baskı kurarız. Ama artık Türkiye'de Kürt sorununun silahla çözümü diye bir şey olamaz. AKP sözünü tutsa da, tutmasa da biz artık silahlı mücadele döneminin geri gelmeyeceğini biliyoruz. Artık demokratik yollardan, siyasi yollardan Türkiye'yi özgür ve demokratik bir ülke haline getirmek istiyoruz. CHP'nin bu süreçte yer almasını da bu yüzden istiyoruz. CHP de destek verirse, AKP'ye daha fazla baskı kurabiliriz, daha özgürlükçü bir Türkiye ve Anayasa için."
Bu yanıtın ortaya çıkardığı ikinci soruyu iletiyorum hemen:
"Madem yeniden silahlı mücadeleye dönmeyi düşünmüyorsunuz, o zaman neden PKK silahlı olarak Kuzey Irak'a geçti de silahlarını bırakıp gitmedi? Bundan böyle kullanmayacağını düşündüğü bir silahı yanında taşımak yük değil mi?"
"O silahların artık Türkiye'ye dönmeyeceğinden emin olun. Şu anki durum itibarıyla o silahlarla çekildiler. Bunları Türkiye'ye karşı yeniden doğrultma iradesi kimsede yok. Öcalan bunu çok açık ifade etti. O dönem kapandı. Artık silah yok. O silahlar orada kalır. Bir daha da Türkiye'ye dönmez, yavaş yavaş da bırakılır gider."
"Peki niye şimdi, niye daha önce değil? Pazarlık ne?" diye soruyorum.

'14 YIL ÖNCE BİTMELİYDİ'

"Aslında geç bile kalındı. 14 yıl önce bırakılmalıydı silahlar. Ama Türkiye'de de herkesin işine geliyordu bırakılmaması; kontrol edilebilir bir silahlı ortam olması isteniyordu. Öcalan da söylüyor geç kalındığını, bu işin daha önce olabileceğini. Demek ki, şartlar şimdi olgunlaşmış. Demek ki, daha önce işi bu noktaya getirecek bir irade yokmuş. Başbakan Erdoğan bu iradeyi gösterdi. Tek fark budur."
"Tersten gidilmedi mi, mesela önce af çıksa, sonra silahlar bırakılsa daha doğru ve kolay olmaz mıydı?"
"Olmazdı. Toplumsal kabul olmazdı. Tepki olurdu. Şimdi uzun süre bir barış olacak. Sonra af falan konuşulur belki. Önemli olan Türkiye'nin özgür bir ülke haline gelmesi."
"Ya Öcalan'a özgürlük meselesi" diye bam teline basmak istiyorum Demirtaş'ın.
"Böyle bir pazarlık da söz konusu değil. Çatışma biter, kan biter. Zaman geçer. Öcalan'ın hapiste olmasının anlamsızlığı toplumsal bir kabul görür. O zaman o da olabilir. Şartlardan biri değil."

LAZKİYE KÜRT OLURSA

Ardından Demirtaş, yeni bir Ortadoğu şekillendiriyor.
"Üç Kürt devleti olabilir. İran'da bir Kürt devleti, Irak'ta bir Kürt devleti, Suriye'de bir Kürt devleti. Suriye'de de Irak'taki gibi bir Kürt özerk bölgesi olacağı artık kesin. Tabii bu Suriye'deki Kürt oluşumu, Lazkiye'yi de içine alırsa Kürtlerin büyük bir sorunu ortadan kalkar. Denize alışırlar ve Türkiye'ye tam bağımlılık ortadan kalkar. Irak'ta merkezi yönetim bugünkü anlayışını sürdürürse Irak'taki Kürt devleti tam bağımsız olarak da ortaya çıkabilir."
"Ya Türkiye'deki Kürtler?" diyorum merakla.
"Gerek yok. Ama olabilir de. Burada bir Türk-Kürt konfederasyonu çok büyük bir güç olur. Onu görmek lazım."
Lafı bölgedeki mezhep çatışmalarına getiriyorum. Hem Irak'taki, hem Suriye'deki ortamın giderek mezhep savaşlarına dönmesinden bahsediyorum.
Demirtaş anlatıyor:
"Türkiye'nin şansı Kürtlerdir. Arada bir Kürt tamponu var."
Yeniden başa dönüyorum:
"Anayasa konusunda AK Parti'ye destek vereceğiniz ve referanduma imkân sağlayacağınız söyleniyor."

 

KARAYILAN'A MECLİS YOLU AÇILIYOR

Meclis yolu mu açılıyor?
Meclis yolu mu açılıyor?

23.05.2013 - 07:44 Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndan çok tartışılacak değişiklik

Terörü teşvik suçundan mahkum olanlar ile askerliğini yapmayanlar da milletvekili seçilebilecek. Bu durumda, PKK dahil, terör örgütü kadrolarının da TBMM’ye gelebileceği yorumları yapılıyor.



TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu milletvekili seçilme şartlarında çok tartışılacak bir değişiklik yaptı. Terörü teşvik suçundan mahkum olanlar ile askerliğini yapmayanlar da milletvekili seçilebilecek. Seçilmeye engel olan ‘’Bir yıldan fazla hapse mahkum olmamak’’ şartı da 2 yıla çıkarılıyor.



Bu değişikliklerin hayata geçmesi halinde, henüz mahkum olmamış PKK dahil terör örgütü kadrolarının da, milletvekili seçilebileceği yorumları yapılıyor. Değişikliğe, MHP karşı çıkarken AKP-CHP ve BDP ise onay verdi.



Düzenlemeye göre, Anayasa’daki vekil seçilme şartları değişiyor. Halen vekillik için 25 yaş ve en az ilkokul mezunu olmak gerekiyor. Askerliğini yapmayanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, bir yıldan fazla hapse mahkum olanlar, zimmet, rüşvet, dolandırıcılık, hırsızlık, sahtecilik gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, evlet sırlarını açıklamak, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvikten hüküm giyenler, affa uğrasalar da milletvekili seçilemiyor.



DİPLOMA DA KALKIYOR



Yapılması öngörülen değişiklik ile ‘’Terör eylemlerini tahrik ve teşvik’’ ibaresi metinden çıkarılıyor. Bu durumda terör eylemlerine katılanlar milletvekili seçilemeyecek, ancak bu eylemleri tahrik ve teşvik edenler vekil olabilecek.



Vekil seçilmek için okuma yazma bilmek de yetecek. Mevcut Anayasa en az ilkokul diploması olma şartını taşıyor. 25 yaş sınırının 21’e düşürülmesi de tartışılıyor. Bir yıllık hapis cezası ise 2 yıla çıkarılacak ve ‘’2 yıl ve daha fazla hapis cezası alanlar’’ milletvekili seçilemeyecek. AK Parti ve BDP askerliğini yapmayanların da Meclis’e girmesini önerirken CHP ve MHP askerlik şartında ısrar etti. (gazeteport)

21 Mayıs 2013 Salı

Kürtler konfederasyon olabilir

Kürtler konfederasyon olabilir
Kürtler konfederasyon olabilir

21 Mayıs 2013

Tweetlee-postaSuriye’de PKK’ya yakın Demokratik Birlik Partisi (PYD) lideri Salih Müslim, Suriyeli Kürtler için Irak’taki özerk Bölgesel Kürt Yönetimi’ni değil AB’yi model aldıklarını söyledi.Londra’ya yaptığı ziyarette Kürt haber sitesi Rudaw’a konuşan Müslim, “Ben Suriye’de yaşayan bir Kürt’üm. İran’da da Kürtler var. Hepimiz Ortadoğu’da kurulacak demokratik bir konfederasyon altında birleşebiliriz. Böylece Kürtler sınırları değiştirmeden birleşebilir” dedi. Suriyeli Kürtlerin durumunun Irak’takinden farklı olduğunu söyleyen Müslim, “Ama çok dikkatliyiz. Kürtler ve Araplar arasında bir sınır çizmek istemiyoruz. İstediğimiz Suriye içinde haklarımıza sahip olmak, bölünmüş bir Suriye değil” diye konuştu.

Barzani sınıra birlik gönderdi

 
Suriye’de PYD ile Barzani’ye yakın Suriye Kürt Demokrat Partisi (SKDP) arasındaki gerilim sürüyor. SKDP’nin 75 üyesi Barzani’nin lideri olduğu Kürdistan Demokrasi (KDP) yöneticileri ile görüşmek üzere Irak’a geçmek isterken Kürt Yüksek Konseyi tarafından gözaltına alındı. Barzani gözaltındaki kişilerin serbest bırakılmasını istedi. Bölgesel Kürt Yönetimi de bazı özel birliklerini sınıra sevk etti.

Kaynak:21.05.2013 Hürrriyet Gazetesi



16 Mayıs 2013 Perşembe

BOP+ARAP BAHARI=BÖL+PARÇALA+YUT DENKLEMİNDE 2. ADIM IRAK'TAN SONRA PKK SURİYE'DE KUKLA KÜRT DEVLETİ KURUYOR

Bölgeden Şok Haber






Terör örgütü PKK’nın Suriye sınırımızda PYD ile birlikte, Türkiye’ye karşı savaşacak “düzenli ordu” kurmaya çalıştıkları öğrenildi…
Bölgeden Şok Haber

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde düzenlenen ve 51 kişinin öldüğü bombalı saldırı sonrası Türkiye’nin sınır güvenliği zafiyeti tartışılırken, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Türkiye sınırında sözde militanlarına gerilla eğitimi vermeye başladı. Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine bağlı Mürşitpınar sınırının sıfır noktasında bulunan Ayn el-Arab (Kobani), Kamışlı, Deyr ez-Zor ve Afrin kentinde PYD’nin askeri kanadı olan Halk Savunma Güçleri (YPG), yaklaşık bir aydan beri PKK destekli olarak, Türkiye sınırlarında gerilla-savaş eğitimi görüyor. Sınırın sıfır noktasında ve Kandil’den gelen PKK’lı teröristler tarafından gerilla yöntemi ile eğitilen YPG militanlarının, 30 kişilik guruplar halinde 13 TİM’den oluştuğu ve düzenli orduya geçmeye çalıştıkları; Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası ele geçirilen sözde (Rojava) Batı Kürdistan sınırlarını Türkiye’den korumak amacı ile kuruldukları öğrenildi. KUZEY’DE ÖZERK KÜRDİSTAN POLİS GÜCÜ KURULDU Suriye'de iç karışıklıkların başladığı tarihten itibaren silahlı güçlerini sürekli bu bölgeye kaydıran PKK, Türkiye'den çekilme süreci ile birlikte bu ülkedeki sayısal gücünü her geçen gün arttırarak yeni kolluk kuvvetleri oluşturuyor. Kürt Yüksek Konseyi (ENKS) çatısı altında bölgede faaliyetlerini hızlandıran PKK/PYD başta Kobani ve Kamışlı olmak üzere bölgede ‘Özel Özerk Kürdistan Polis Gücü’ kurmuş durumda. Sadece kadınlardan oluşan ‘Özel Özerk Kürdistan Polis Gücü’nün Kuzeyde PYD tarafından ele geçirilen şehirlerin iç asayiş kontrolünü sağlamak ve denetim altına almakla sorumlu olacakları öğrenildi. 16 Mayıs 2013 Perşembe 11:05 Habervaktim.com Özel

9 Mayıs 2013 Perşembe

TÜRKİYENİN ÇÖZÜLME SÜRECİNDE SURİYEYE ÇEKİLEN PKK SURİYENİN PETROL KUYULARINI TEK KURŞUN ATMADAN ELE GEÇİRİYOR


Tek Kurşun Atmadan Ele Geçirdiler

Suriye'de işler giderek karışırken en kazançlı çıkan Kürtler oldu. PKK'nın uzantısı olarak görülen PYD petrolü ele geçirdi.Suriye'de Özgürlük ordusu savaş verirken, iç savaştan en karlı çıkan Kürtler oldu. Bir çok kenti savaşmadan ele geçiren PYD, petrolün de üstüne oturdu.

PYD Başkanı Salih Müslim, petrolün yüzde 60'ının Kürtlerin denetiminde olduğunu söyledi.

Suriye'deki petrol kuyularının koruması da PKK'nın Suriye'deki uzantısı olarak görülen YPG'nin elinde bulunuyor.

ELE GEÇİRİLEN PETROL YATAKLARI

Kürtler'in denetimine geçen petrol yatakları birbirine komşu olan Rimelan, Til Koçer ve Cibis bölgelerini kapsıyor.

PYD eşbaşkanı Salih Müslim, "Suriye'deki petrolün yüzde 60'ını barındıran bu bölgeler, YPG'nin kontrolünde. Üretim durmuş, kuyuları YPG'nin koruması altında" dedi.


ESAD'IN ELİNDE PETROL BÖLGESİ KALMADI


Kürtlerin el koyduğu bölgeler su, petrol ve gaz konusunda Suriye'nin şanslı bölgeleri. Petrol ve gaz yatakları Cezire bölgesinde yoğunlaşıyor. Diğer petrol yatakları özellikle Deyr Ezzor bölgesinde bulunuyor. Silahlı grupların kontrolündeki bu bölgede, Müslim'e göre bir süre önce dokuz petrol kuyusu yandı.

Müslim, "Mevcut durumda Suriye rejiminin elinde hiçbir petrol bölgesi kalmadı, ancak üretim de durdu" diyor.

NE KADAR SÜRÜR KİMSE BİLMİYOR?

Suriye'de bugün gelinen noktaya işaret eden Müslim, şöyle bir özet yapıyordu:


-"Suriye'de 26 aydır süregelen bir savaş hali var. 26 aydır Suriye içinde hesapları olan kesimlerin iktidar savaşı var. Bizim onlardan farklı stratejimiz var. Suriye Devrimi'nin Tunus, Mısır ve diğer devrimlere benzemediğini en başından biliyorduk. Muhalifler ve rejim karşıtları ise Esad rejimine altı ay ömür biçiyorlardı. Ama bugün iki seneyi geçmiş bulunuyoruz. Bunun ne kadar süreceğini de kimse bilmiyor."

KÜRTLER'İN ELİNE GEÇEN KENTLER

19 Temmuz 2012'den itibaren Kürtler kendi bölgelerinde dokuz kentin yönetimini tamamen ele geçirdi. Bunlar Kobani, Afrin, Dirbesiyê, Amûde, Dêrik ve Girkê Legê ile, Kürtler, Araplar ve diğer halkların birlikte yaşadıkları Til Temir, Tirbespiyê ve Rimelan.


KAMIŞLI'YU BAŞKENT YAPMAK İSTİYORLAR

PYD'nin üstüne düştüğü kentlerden biri Kamışlı... Ancak şu ana kadar o kentte denetimi ele geçiremediler. Esad güçleri hala kentte varlığını gösteriyor.

Kaynak:Haber vaktim.com-08 Mayıs 2013 Çarşamba 17:26

PKK Suriye'ye yerleşiyor



Türkiye'den çekilen PKK, Suriye'de güçleniyor. Özgür Suriye Ordusu ile bir süre önce anlaşma sağlayan örgüt son dönemde Esad güçlerine karşı mücadele veriyor.
Türkiye'den çekilme kararı alan PKK, Suriye'deki kolu PYD'ye bağlı birliklerini giderek güçlendiriyor. Suriye'de iç karışıklıkların başladığı tarihten itibaren silahlı güçlerini sürekli bu bölgeye kaydıran PKK, Türkiye'den çekilme süreci ile birlikte bu ülkedeki sayısal gücünü daha da artırdı. Özgür Suriye Ordusu ile bir süre önce anlaşma sağlayan örgüt son dönemde Esad güçlerine karşı mücadele veriyor. Diğer taraftan bölgede faaliyet gösteren El Nusra Cephesi gibi bazı gruplarla da çarpışıyorlar. Bu kritik süreçte PKK'nın en tepesindeki isimlerden biri sessiz sedasız Suriye'ye geçti. O isim örgütün Murat Karayılan'dan sonraki en etkili ismi olan Cemil Bayık. Barış ve Demokrasi Partisi heyetinin Abdullah Öcalan'ın mektubunu 7 Nisan'da Kandil'e götürdüğü sırada çekilen fotoğrafta Cemil Bayık da vardı. Ancak 14 Nisan'dan sonra yapılan son ziyarette Bayık görüşme heyetinde yer almadı. Bayık'ın bu tarihlerde Suriye'ye geçtiği tahmin ediliyor. PKK'nın Suriye kolu PYD'nin kontrolündeki bölgeye giden Bayık'ın burada PYD'nin silahlı kanadı YPG'nin yönetim kadrolarında bazı değişiklikler yaptığı kaydediliyor. YPG'nin bazı önemli isimleri geçtiğimiz aylarda Esad'a bağlı birlikler tarafından öldürülmüştü. Suriye'ye geçen Bayık'ın buradaki silahlı birliklere bazı üst düzey görevlendirmeler yaptığı öğrenildi. Diğer taraftan Türkiye'den çekilecek örgüt mensuplarının büyük bir kısmının PYD'nin kontrolündeki Suriye topraklarına geçeceği belirtiliyor. Bayık'ın Suriye'ye geçmesi bu süreçle de bağlantılandırılıyor. Bayık, örgüt içerisinde de çözüm sürecine en temkinli yaklaşan isimlerden biri. Öcalan'ın Nevruz'da açıkladığı ilk çekilme çağrısına direnen açıklamalarda bulunmuştu. 14 Nisan'da Öcalan'dan gelen kesin 'çekilin' talimatı örgüt içerisinde bu direnç noktalarını kırdı.

Cemil Bayık'ın ziyareti Suriye'de devam eden iç karışıklıkta önemli bir sürece denk gelmesi açısından dikkat çekici. Suriye'deki Kürt bölgeleri, PYD'nin kontrolünde. Kandil'den gelen isimler buradaki silahlı birlikleri yönetiyor. Suriye'de iç karışıklığın başladığı tarihten son dönemlere kadar PKK ile Şam yönetiminin arası iyiydi. İki güç arasında pek mücadele de yaşanmadı. Hatta Suriye rejimi Kürt bölgelerini hiç çatışmadan PKK'nın uzantısı olan PYD'ye teslim etti. Çözüm süreciyle birlikte Suriye ile PKK arasındaki iyi ilişkiler yerini anlaşmazlığa bıraktı. Son birkaç aydır PYD ile Şam güçleri arasında çatışmalar yaşanıyor. Özellikle Halep'teki çatışmalarda çok sayıda Kürt hayatını kaybederken on binlercesi de Kuzey'e doğru göçtü. PYD'nin lideri Salih Müslim, Şam rejiminin tavrındaki değişikliği Türkiye'deki çözüm sürecine bağladı. Diğer taraftan PYD ile Özgür Suriye Ordusu arasında yakın zamanda anlaşma sağlandı. İki güç bundan sonraki süreçte Esad'a karşı birlikte mücadele etme kararı aldı. İşte Cemil Bayık'ın Suriye'ye geçmesi böyle kritik bir döneme denk geliyor. Bayık'ın Suriye'deki rolü bundan sonraki gelişmeleri nasıl etkileyeceğini zaman gösterecek.
Kaynak:Melik Duvaklı - İSTANBUL - - Özel Haber-Türkiye Gazetesi 06 Mayıs 2013 Pazartesi - 07:20