Sayfalar

PUSULA-2023

15 Şubat 2010 Pazartesi

TEŞKİLATI MAHSUSA VE HASAN TAHSİN(OSMAN NEVRES)


Teşkilat-ı Mahsusa üyesi Hasan Tahsin.
İzmir’de 15 Mayıs 1919’da işgal kuvvetlerine karşı ilk kurşunu atan, gerçek adı Osman Nevres olan gazeteci Hasan Tahsin’in Osmanlı’nın gizli örgütü Teşkilat-ı Mahsusa adına çalışırken, 15 Ekim 1914’te Romanya’da Buxton kardeşlere suikast düzenledikten sonra çekilen fotoğraf ve görüntüleri bulundu.


Sorbonne’da eğitim

Yrd. Doç. Dr. Ahmet  Efendioğlu, Hasan Tahsin’in Osmanlı döneminin gizli örgütü olan, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurduğu Teşkilat-ı Mahsusa’nın istihbarat elemanı olduğunu belirtti. 1888 doğumlu Hasan Tahsin’in 1910 yılına kadar İstanbul’da olduğunu daha sonra bir grup arkadaşıyla birlikte Fransa’ya Sorbonne Üniversitesi’ne eğitime gittiğini söyleyen Mehmetefendioğlu şöyle devam etti:

"Üniversiteyi bitirip bitirmediğiyle ilgili belgeye ulaşamadık. Bu dönemden itibaren pek çok ittihatçı arkadaşı gibi Osmanlı istihbaratında çalışmaya başladı. Büyük olasılıkla İttihatçıların muhalifleri izliyordu. Bu dönemlerde kendisi gibi Teşkilat-ı Mahsusa’ya çalışan Hasan Tahsin adlı bir başka kişinin kimlik bilgilerini kullanmaya başladı."

Buxton suikastı

Hasan Tahsin’in Balkan Komitesi adıyla kurdukları örgütte Osmanlı aleyhine çalışan İngiliz Buxton kardeşlere 15 Ekim 1914’te, Romanya Kralı Carol’un cenaze töreninde suikast girişiminde bulunduğunu açıklayan Mehmetefendioğlu, ancak Buxton kardeşlerin yaralı kurtulduğunu, Hasan Tahsin’in de tutuklandığını söyledi.

Romenlerin Hasan Tahsin’in açık kimliğine bir türlü ulaşamadığını kaydeden Efendioğlu, şunları anlattı: "Buxton kardeşlerin arşivinden Hasan Tahsin’in sorgulama sırasında çekilmiş fotoğraf ve görüntülerinin 3 dakikalık kaydına ulaştım. Zarar görmüş görüntülerin sadece 35 saniyesini kurtarabildik. Hasan Tahsin 1916 yılında Almanya’nın Balkanlar’a girmesiyle Bükreş cezaevinden salıverildi. Önce İsviçre’ye giden Tahsin, 1918’de de yeni bir görevle İzmir’e geldi."

Bilinmeyen fotoğraflar

Gerçek adı Osman Nevres olan Hasan Tahsin’in kardeşi Melek ve adını açıklamadığı nişanlısıyla çekilmiş fotoğrafı da panelde yer aldı. Doç. Mehmetefendioğlu, Hasan Tahsin’in Buxton kardeşlere düzenlenen suikasttan sonra Romen polisi tarafından sorgulanırken çekilmiş görüntülerini de gösterdi. Hasan Tahsin, bu dönemde ailesine avrupa’nın hemen her ülkesinden 350’ye yakın kartpostalı göndermiş.


Mehmetefendioğlu, detaylı araştırmayla elde ettiği fotoğrafları göstermesine rağmen Hasan Tahsin’in görüntülerini teknik aksaklık gerekçesiyle panelde gösteremedi. Görüntülerle ilgili telif endişesinin olduğu, bu nedenle de gösterimden vazgeçildiği öne sürüldü

HASAN TAHSİN(OSMAN NEVRES HAYATI)



Osmanlı Devleti , I. Dünya Savaşı’nda yenilince mütareke istemek zorunda kaldı ve maddeleri her türlü yoruma müsait olan Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) imzalandı. Mütareke şartlarını tanımayacağını söylediği için İstanbul’a çağırılan M. Kemal Paşa ,yaptığı görüşmelerden hiçbir sonuç alamayınca “Millet hakimiyetine dayalı yeni bir Türk Devleti kurmak “amacıyla Anadolu’ya geçme yollarının arıyordu. Samsun’da Rumlar’ın çıkardığı ayaklanmayı bastırmak için 9.Ordu Müfettişi olarak görevlendirildi.(16-19 Mayıs 1919).Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla Milli Mücadele başlamış oluyordu.

Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919) kararına göre Yunanlılar ,sözde Batı Anadolu’daki Rumlar’ın can güvenliğini sağlamak için İzmir’i işgal etmeye hazırlanıyorlardı.

İzmir’in işgaline engel olamayan İstanbul Hükümeti, üzücü bir olaya yol verilmemesi için bir süre Türk askerlerinin kışlalarından dışarı çıkmamalarını emrederken ,yerli Rumlar Megola İdea’nın gerçekleşmek üzere olduğunu görerek çılgınca bir sevinç içindeydiler. Buna karşılık memleketin sahibi olan ve büyük çoğunluğu teşkil eden Türkler ne yapacaklarını hala kestirememişler ,mitingler düzenleyerek işgali protesto etmişlerdi.

15 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’i işgal ederken kiliselerin çanları çalıyor,yerli Rumlar Yunan askerlerinin üzerine demet demet çiçekler fırlatarak “zito” (yaşasın) diye bağırarak gösterilerde bulunuyorlardı. Askerler kışlada ,halk evlerinde İstanbul Hükümeti’nin verdiği emre uyarken bir gazeteci olan Hasan Tahsin,Yunan işgaline karşı direnişin bir sembolü haline geldi. Kısa ön bilgiden sonra Yunanlılar’a ilk kurşun atan kahraman Türk gazetecisini tanıyalım.

Gazeteci Hasan Tahsin’in (1888 Selanik –15 Mayıs 1919 İzmir) gerçek adı Osman Nevres’tir. İlk,orta ve lise tahsilini Selanik’te Fevziye Mektebi’nde bitirdikten sonra İstanbul’a gelen Osman Nevres, II. Meşrutiyet’in ilanı üzerine İttihad ve Terakki Cemiyeti’ne girmiş ve Talat Paşa’nın sivil muhafızları arasında yer almıştır. Avrupa’ya giden öğrenciler arasında yer alan Osman Nevres ,Paris’te Sarbonne Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler öğrenimi gördü. Bu sırada İtalyanlar’ın Trablusgarp’a saldırmaları üzerine Avrupa’da Türkler aleyhindeki propaganda da son sınırına ulaşmıştı.

Osman Nevres, bunlara seyirci kalamazdı. Saldırgan durumda olan İtalyanlar’ın mazlum, Türkler’in zalim gösterilmelerinin doğru olmadığını söyledi.

Trablus Savaşı’nın sürdüğü günlerde Osman Nevres, bu savaşla ilgili bir belge filminin Paris’in ünlü sinemalarından Olimpia’da oynandığını duydu. Heyecanla filmi seyretmeye koştu. Film başlayınca Osman Nevres ,yerinde duramaz hale gelmişti. Filmde Türkler kötüleniyor,barbar ve zalim insanlar olarak gösteriliyordu. Trablus’a saldıran İtalayanlar ise mazlum...

Seyirciler perdede Türk askerlerinin görünce yuhalıyor,İtalyan askerlerini alkışlıyorlardı. Osman Nevres dayanamadı ve oturduğu sandalyeyi perdeye fırlattı. Beyaz perde boydan boya yırtılmıştı. Sandalyenin arkasından Osman Nevres de sahneye fırladı ve Fransızca “ışıkları yakın” diye bağırdı.

Seyircilerin korku ve şaşkınlık içinde bağırmaları üzerine makinist filmi durdurmuş ve ışıklar yanmıştı. Osman Nevres sinirli bir sesle konuştu:

“Benim sizlerden ne farkım var? Sarbonne Üniversitesi’nde okuyor ve sizin dilinizi konuşuyorum. Ben de Türküm .Türkler bu filmde gösterildikleri gibi vahşi ve zalim insanlar değillerdir. Onlar da en az sizin kadar uygardırlar..”

Osman Nevres daha konuşacaktı. fakat sinema yöneticisinin şikayeti üzerine birkaç polis salona girmişti. Genç Türk milliyetçisi ,haklı olmanın verdiği yüreklikle polislere:

“Olaya sebep olan benim ,buyurun gidelim!..” dedi.

Osman Nevres,götürüldüğü karakolda şöyle konuştu:”Ben vatanını seven bir insanın yaptığını yaptım. Fransa Hükümeti ,Osmanlı Devleti aleyhindeki bu kampanyayı durdurmazsa ,aynı davranışı pişmanlık duymadan tekrar yapabilirim..!”

Bu olay Fransız basınında derin yankılar uyandırdı. Stephan Lausenna bir yazısında Osman Nevres’le tanıştığını anlattıktan sonra “O bir vatanseverdir” demekten kendini alamadı.

Daha sonraki tarihlerde Balkanlılar’ın büyük dostu ve Türkler’in amansız düşmanı olarak casusluk faaliyetlerinde bulunan İngiliz diplomatı Buxton kardeşlerin aleyhimizdeki propogandalarına Hasan Tahsin son derece üzülmüştür. Kendileri ile görüşmek üzere Londra’ya giden Hasan Tahsin, Buxtonlar’ın Bükreş’te olduklarını öğrenince Bükreş’e gitmeye kara vermiştir. İstanbul’dan Köstence’ye ve oradan Bükreş’e varan Hasan Tahsin, Buxtonlar’ın kaldığı otelde ,kendileri ile görüşmek istemiştir. Haber götüren garsona “Bizim barbar Türkler’le konuşacak bir şeyimiz yok” diye cevap verdiklerini öğrenen Hasan Tahsin,İngiliz kardeşler bir araba içinde bulunurlarken onlara ateş etmiştir. Buxtonlar , ölmemiş ağır yaralanmışlar, Hasan Tahsin ise Romen mahkemesince ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. I. Dünya Harbi’nde Türk ordusu Bükreş’e girince kolordu komutanı Hilmi Paşa tarafından zindandan kurtarılıp vatanına dönen Hasan Tahsin,ciğerlerinden rahatsız bulunmuş ve Talat Paşa’nın yardımı ile tüberküloz tedavisi için İsviçre’ye gönderilmiştir. Yurt dışına giderken bu defa Hasan Tahsin Recep diye babasının adı ile pasaport çıkartan Osman Nevres ,o tarihten sonra bu adla tanınmıştır.1918 ‘de yurda dönmüş ve İzmir’de İttihadçı arkadaşlarıyla birlikte Osmanlı Sulh ve Selamet Cemiyeti’nin yayın organı olarak 6 Mayıs 1919 tarihine kadar “Hukuk-u Beşer” i çıkarmış ve bu gazetenin baş yazarlığını yapmıştır.

İzmir’in işgalinden bir gün önce ,düşmana karşı koyma ve vatanı savunma hareketi için toplanan ve Redd-i İlhak Beyannamesi’ni hazırlayan vatansever aydınlar arasında Hasan Tahsin de vardır.

15 Mayıs 1919’da Yunan kuvvetleri İzmir’i işgal ederken Hasan Tahsin ,Kordonboyu’nda düşman askerlerinin üzerine büyük bir cesaretle ateş açmış ,Yunan bayrağını taşıyan Yunan süvarisinin ölümüne, bazılarının da yaralanmasına sebep olmuş ve düşman kurşunu yağmuruna tutularak orada şehit düşürülmüştür. Aynı gün İzmir’de şehid edilenlerin aziz hatırasına İzmir Belediyesi tarafından Konak Meydanı’nda bir anıt dikilmiştir.

KAYNAKLAR:

1.Selahaddin TANSEL:Mondros’tan Mudanya’ya Kadar Cilt :1 M. E. B. Yayınları İstanbul,1991

2.Nurhan TAÇALAN:Ege’de Kurtuluş Savaşı Başlarken

3.Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

4.Türk Ansiklopedisi: “Hasan Tahsin” maddesi

5.Şevket Süreyya AYDEMİR:Tek Adam Cilt :2



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder